Konak Kent Konseyi Çedes Basın Açıklaması

Konak Kent Konseyi Çedes Basın Açıklaması

Konak Kent Konseyi; Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanmış olan ÇEDES Projesi’ne ilişkin basın açıklaması yayınladı.

Yayınlanan basın açıklaması şu şekilde,

“Gerici, dinci, ticari politikalarla yaz – boz tahtasına çevrilen eğitim sistemimizde; son 20 yılda, 15 -20 farklı sistem değişikliği (4+4+4, ÖSS, LGS, OKS, SBS, YGS, LYS, TEOG vb’i şimdi de ÇEDES) gerçekleştirilerek, laik, karma eğitime darbe vuruldu.

Eğitimde;  eleştirel düşünme, akıl yürütme, sorgulama becerileri kazandırma hedefinden uzaklaştıkça, demokrasi kültürü de, demokrasi talebi de giderek zayıflatıldı. Eğitim sistemi iktidar tarafından kendi siyasal ve ideolojik çizgisinde düzenlenirken, bilimsel- laik eğitimin önü tıkanıp, nitelikli eğitime ulaşma hakkı piyasanın koşullarında erişilmez kılındı.

ÇEDES projesi, iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneğidir. ÇEDES Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum isimli son, sözde masum proje ile iktidar kendisi ile koalisyon içinde bulunan tarikatlarla birlikte laikliği ve laik eğitimi yok etmeyi doğrudan hedefliyor.

İktidarın yaşamı dini kural ve referanslara göre biçimlendirme isteği paralelinde, Millî Eğitim Bakanlığı,  Diyanet İşleri Başkanlığı, dini vakıf ve derneklerle çok sayıda iş birliği protokolü imzalamakta. Bu ortak projeler üzerinden eğitim hızla bilimsellikten uzaklaşmakta, laik eğitim ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamalar hayata geçirilmekte.

“Öğrencilerin millî, manevi, ahlaki, insani ve kültürel değerlerimizi benimseyen, koruyan, geliştiren ve kendi yaşantılarında inşa eden fertler olmalarına, çağın ve geleceğin becerileriyle donanmış, bu donanımı insanlık hayrına sarf edebilen, bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı, aklıselim, kalbi selim ve zevki selim sahibi, bedensel ve sosyal bakımdan dengeli bireyler olarak yetişmelerine katkı sağlamak” olarak ifade edilen ÇEDES tek tip, tek dinli, tek mezhepli insan yetiştirmenin somut adımıdır.

ÇEDES projesi, Milli Eğitim Temel Yasası’nın 56. maddesine aykırı olarak eğitim hizmetinin yürütülmesini, gözetilmesini ve denetlenmesini Diyanet İşleri ve Gençlik Spor Bakanlığı ile paylaşarak, Milli Eğitim Bakanlığı”nın gözetim, yürütme ve denetim görevini ihlal etmektedir. Böylece okullara yüklenen “çocuğun üstün yararı ve kamu yararına işlev görme” niteliği engellenmektedir.

Okullara öğrencilerin sözde ‘manevi gelişimini desteklemek’ amacıyla ‘manevi danışman’ görevlendirilmesinin önünü açan bu proje ile pedagojik eğitimi bulunmayan vaiz, imam hatip, Kur’an kursu öğreticileri öncelikle aralarında İzmir’in de bulunduğu bazı kentlerde uygulamaya alındı.

Sözde dini ve manevi değerleri merkeze alan ÇEDES projesi, bileşenleri din referanslı kurumlar olması nedeniyle laik-bilimsel eğitim anlayışına ve eğitim bilimlerine aykırı bir çerçevede hazırlandı ve uygulamaya başladı. Bu proje kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik Spor Bakanlığı hem programa katkı sağlayan hem öğrenci bulan, hem de kamu mekânlarını kullandıran kurumlar rolünü üstlendi.

ÇEDES projesi ile öğrencilerin okulda, okul dışında ve tatillerinde geçirecekleri tüm zamanlar işgal edilmekte hem okullar hem de öğrenciler dini referanslı eğitim ve yaşam anlayışı ile kuşatılmaktadır.

ÇEDES projesi aracılığıyla, okullarda kamu eliyle “Abiler ve ablalar işleyişi” oluşturulabilecek, öğrencilerin nereleri olduğu belli olmayan, okul dışındaki kurslara, mekanlarda katılımının önünü açılmaktadır.

Gerektiği şekilde denetlenmeyen, kamuya açık olmayan bu alanlarda çocuğa yönelik yaşam hakkı ihlalleri, ihmal ve istismarı ile fiziksel şiddet gibi olaylar kaçınılmazdır.

Bütün kademelerde eğitimin niteliğini yükseltmek, çocukların özgür ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmesi için somut adımlar atılması gerekirken, “tek din, tek mezhep” yaklaşımıyla hareket ederek okullarda öğrencilere dini ve manevi değerleri aktarılmasının görev edinilmesine karşıyız.

Hiçbir toplum birbirinin tamamen aynı düşünen, aynı inancı paylaşan, aynı ‘manevi değerleri’ benimsemiş insanlardan oluşmaz. Laiklik anlayışı gereği farklı, inanç, düşünce ve değerler karşısında tarafsız olması gereken devlet, sadece bir dinin ve mezhebin öğretilerini, sadece belli bir inancın benimsediği manevi değerleri tüm okullarda ‘tek doğru’ olarak öğretmeye çalışması çok yanlıştır.

Okullar, farklı inanç gruplarının her birinin eşit değerde görülmesi gereken, hiçbir öğrencinin inancı ya da düşüncesi nedeniyle ayrımcılığa uğramadığı özgür kurumlar olmalıdır.

Laikliğin varlığı, farklı inançtan ve mezhepten insanların birbirleriyle  çatışmadan, her inancın kendisiyle ve diğer inançlarla eşit haklar temelinde, “eşit yurttaşlar” olarak  ilişki kurmasını güvence altına almak açısından önemlidir. ÇEDES projesi bu yönüyle hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırılıklar içeren bir düzenlemedir.

Çocuklarımız, ÇEDES ve benzeri projelerle siyasi iktidarın gerici, dinci, dinci hedeflerinin parçası haline getirilemez! Okullarımızda imama değil öğretmene ihtiyacımız var. Atama bekleyen yüzlerce genç öğretmenimiz, kapanan köy okullarımız var öncelik onlar olmalıdır.

Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu birlikte tavır almaya ve ortak mücadeleye çağırıyoruz.

‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi İş Birliği Protokolü’nün; tüm yukarıda saydığımız nedenlerle ve protokolün süre sınırlılığı olmaması, üzerinde değişiklikler ve ilaveler yapılabilir olması,  din görevlilerine, öğretmen görevi ve sorumluluğu verilemeyeceği hususlarıyla, laiklik ve bilimsellik ilkesine aykırı olması nedenleriyle karşıyız.”

Bir Cevap Yazın