TPD Adana Raporu: “Depremzedelere Kendilerini Yalnız Hissetmeyecekleri Profesyonel Destek Sağlanmalı”

Kahramanmaraş merkezli depremlerde can kaybı ve yıkımların yaşandığı illerde gönüllü ekipler ile incelemeler yapan Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) Hatay Raporu’na dün yer verdiğimizin haberimizin ikinci kısmında Adana var.

Raporda Adana’nın sağlık hizmetlerinin, yıkım ve can kaybı konusunda Hatay’a ve ilçelerine göre daha iyi durumda olsa da deprem bölgelerinde yaşanan eksiklikler, bilgilendirme sorunları, sahip çıkılma beklentilerinin burada da tam olarak karşılanmadığı belirtiliyor. Raporda her iki ilde de depremzedelerde ruhsal kalıcı izler oluşmaması için önlem alınması gerektiği konusunda ‘kritik zaman geçiyor’ uyarısı yapıldı. Bunun yanında TPD, “depremzedelere acilen yalnız olmadıklarının hissetirilmesi gerektiği konusunda destekler sağlanmalıdır” vurgusu yaptı. 

TPD, Adana ve Hatay raporlarında bölgelerde çocuk ergen psikiyatristi ihtiyacının acil olduğuna dikkat çekerken, refakatsiz çocuklar konusunda özellikle depremin ilk anlarında sağlık kuruluşlarına başvurularda koordinasyonsuzluklar yaşandığı bilgisini edindiklerini, bunun da güvenlik zafiyeti doğurduğunun altını çiziyor. Psikiyatri profesörleri Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım ve Prof. Dr. Mehmet Hamid Boztaş ve Prof. Dr. Özgür Öner, tarafından hazırlanan raporda Adana ilinde deprem durum tespitlerine acil önerilere dikkat çekiliyor.  

Birincil ve İkincil Ruhsal Destek İhtiyacı Var

TPD tarafından yapılan alan çalışmasında ayrıca Türk Tabipler Birliği (TTB) başta olmak üzere Adana Tabip Odası ve diğer kuruluşlarla da görüşmeler sağlanarak bilgiler edinildi. TTB tarafından hazırlanan depremin ilk günlerine ilişkin değerlendirmede kentte, birincil ve ikincil travmatizasyon süreçleri belirtilerek ruhsal destek ihtiyacının olduğu, sağlık personeli gereksinimi olmadığı bilgisi yer aldı. TPD, Adana’da güneydeki iller olan Hatay, Osmaniye, Maraş’a göre daha bölgesel bir yıkım yaşandığını, sağlık alt yapısının tamamen tahrip olmaması nedeniyle Adana Tabip Odası’nın destek için oldukça kritik lojistik ve insan gücü merkezlerinden biri olarak işlevi gördüğünün altını çizdi.

Adana Ruh Sağlığı Hastanesi Durumu


TPD, Adana Ruh Sağlığı Hastanesi’ndeki insan gücü, verilen hizmet ve alt yapı konularında değerlendirmede bulundu. TPD, Adana Ruh Sağlığı Hastanesi’nin pratikte 450 yataklı, AMATEM 65 yataklı olup, 1. Basamak yoğun bakım biriminin mevcut olduğunu belirttiği raporda şu değerlendirmelere yer verdi: “Deprem çalışmaları amacıyla 6 yoğun bakım yatağı boşaltılmıştır. Adana’da ruh sağlığı yatak kapasitesi ise bölge hastanesi dışında şu şekilde sıralanabilir. Çukurova Üniversitesi 38 yatak kapasiteli, şehir hastanesi 100 yatak adli, 90 yatak yetişkin, 10 yatak çocuk, ilçelerde hastanelerin olduğu ancak mevcut yükü sahiplenmede anlamlı sayıda psikiyatri yatağının olmadığı belirtilmiştir. Bölge ruh sağlığı hastanesi tüm bölgeden hasta kabul ediyor, ancak genel hastane içinde olmadıkları için diğer branşlara danışamadıkları, afetten yeni çıkarılmış, tıbbi sorunların eşlik ettiği hastaların genel psikiyatri hastanesi içinde takip edilmesi sorunu var.”
Ruh Sağlığı Hastanesi’ne ilk günden itibaren başvuruların olduğunu belirten TPD, bu sayıların her geçen gün artış gösterdiğini vurguluyor. Hastaneye ilk gün 18 başvuru, sonrasında başvuruların önce 100, sonra 200 ve daha sonra 400’lü rakamlara ulaştığı bilgisini alan TPD, hem göç nedeniyle hem de vatandaşların depremin ilk etkileriyle meşgul olmaları nedeniyle başvuruların hala eski sayıların altında olduğunu gözlemlediklerinin altını çizdi. 

Afet Ruhsal Destek Polikliniği Açılacak

TPD Adana Raporu’nda bölgede Afet Ruhsal Destek Polikliniği’nin, deprem koordinatörü olarak belirlenen bir psikiyatrist, sosyal hizmet uzmanı ve klinik psikolog ile hizmete açılmak üzere olduğuna dikkat çekti. TPD, “Afet polikliniğinde, depremzede kodlu hasta girişlerinin yapılması ve kayıtlarda ortak travma anamnez ve müdahale bilgilerinin oluşması konularında çaba sarf edileceği belirtildi. Deprem sonrası Toplum Ruh Sağlığı Merkezi hemşiresi vefat etmiş, başka vefat olmamıştır. Yakınları kayıp çocuklar için bir sosyal hizmet uzmanı hemşire ve psikologlardan oluşan bir ekip oluşturulmuş görev yerlerine nakledilmiştir” bilgilerini paylaştı. Raporda ayrıca Adana Ruh Sağlığı Hastanesi’nin depreme dayanıklılık açısından da bilgiler edinildiği, hastane binasının iki defa sağlamlık açısından uzmanlarca değerlendirilği, problem olmadığı bilgisinin alındığı ifade edildi. 

Adana Şehir Hastanesi’nde 11 Erişkin 6 Çocuk Psikiyatristi Görev Yapıyor

TPD Adana Raporu’nda, Adana Şehir Hastanesi Adli Psikiyatri Servisi hakkında şu bilgilere yer verdi: “Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Servisi 90 erişkin, 10 çocuk ergen yatağı bulunmakta, tamamı adli psikiyatri yatağı vardır. Önemli bir kısmı boşaltılmış ve hazırlanmış ancak bu bölüm hastane ve gönüllü görevlilerin lojistik ihtiyaçları için de uygun, hastanede 11 erişkin psikiyatri, 6 çocuk ergen psikiyatrisi uzmanı çalışmakta ve halen görev yapabilir durumdadır. Hastanenin hem erişkin hem de çocuk ergen psikiyatri klinik ekibi ile yapılabilecekler görüşüldü. Hastanede yaptıkları organizasyon ve afetin erken dönemi işleyiş hakkında bilgi alındı.”

Refakatsiz Çocuklar Konusunda Güvenlik Zafiyeti Vurgusu 

TPD Raporu’nda deprem sonrası ilk dönemde acil biriminde kimsesiz başvuruların alındığı, bu başvuranlar arasında refakatsiz çocukların yoğun olduğu bilgisine yer verildi. Raporda, “İlk dönemde acile başvuran çocukların önemli bir kısmının yakınlarıyla birlikte olmadığı, tıbbi müdahaleler sırasında normalde izlenen onam süreçlerinin uygulanmadığı öğrenilmiştir. İlk günlerdeki karmaşa sırasında gönüllü birçok kişinin çocukların yanında destek amaçlı olduğu ancak bunun aynı zamanda güvenlik zafiyeti oluşturduğu bilgisi alınmıştır. Çocukların karşılanması, aile ve yakınlarıyla bir araya getirilmesi süreçlerinde psikologlar görev yapmıştır ancak desteklenmeleri ve koordinasyonları sırasında eksiklikler yaşanmıştır. Bu dönemde çocuk ve ergen ruh sağlığı hekimlerinden direk bir talep olmadığı ancak bazı hekimlerin pediatri vizitlerine katılarak ruh sağlığı hizmeti verebildiği öğrenilmiştir” bilgileri paylaşıldı. TPD Raporu’nda hastane binalarının deprem açısından güvenli olduğuna ve  Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Servisi’nin halen güvenli yer olduğu için kısmen barınma amaçlı da kullanıldığını belirtti. 

Yalnız Olmadıklarının Hissetirileceği Önlemler Alınmalı!

TPD Raporu’nda öneriler bölümünde, depremzedelere acilen yalnız olmadıklarının hissettirileceği profesyonel desteklerin sağlanması gerektiği, psikososyal müdahalenin ilk ve en önemli önleyici basamağı olan belirsizliğin giderilmesi, güvenli alan oluşturma ve kişilerin yalnız olmadıklarını hissettirecek önlemlerin henüz hayata geçirilemediği belirtiliyor. 

Kritik Zaman Geçiyor Uyarısı

TPD raporda öneriler kısmında önemli uyarılarda bulundu: “Kritik zaman geçmektedir. Bu durum unutulması güç ve ruhsal açıdan iz bırakacak etkilenmelere yol açacaktır. Başta Mersin ve Adana olmak üzere çevre büyükşehirler göç merkezi olmaktadır, bu bölgeye ilişkin acil değerlendirme yapılmalıdır. Tüm ülke artık afet bölgesi olmuştur. Göç yanında yerleştirme, tedavi amaçlı gidiş ya da bölge dışında yaşayıp bölgede yakınını yitiren, yakını afetten etkilenmiş nüfusun değerlendirilmesi gerekmektedir.”

Hatay ve Samandağ’da Psikiyatrist Gönüllüler Yoğunlukta

Raporda, Hatay ve Samandağ’da ruh sağlığı hizmetleri açısından halen görev yapması istenen kadrosu bölgede olanlarla gönüllü, görevli gelen doktorların barınacağı yer sağlanamadığı belirtilirken, özellikle Hatay-Samandağ bölgesinde psikiyatri yatağının bulunmadığı, araç yoğunluğuna bağlı trafik nedeniyle Adana bölgesine sevkin ciddi sorun olduğu belirtilmiştir. TPD, “Bu bölgede çalışanların önemli bir kısmı gönüllü gelenler ya da kendi insiyatifi ile çalışan hastane personelinden oluşmaktadır Hatay-Samandağ çevresinde erken dönem organizasyonların neredeyse tamamı bu gönüllü hekimlerce yapılmış ya da yapılmaktadır. Hastanelerin ve sağlık işleyişinin koordinasyonunun oluşturulması gecikmiştir. Gönüllü gelenler hekim ya da hemşire ancak gönüllü gelen yardımcı sağlık personeli yok ya da çok az bulunmaktadır. Bu meslek grubunda gönüllü hizmeti ve organizasyonu eksik kalmakta, diğer gönüllülerden sağlanmaya çalışılıyor. Özellikle kimsesi olmayan yaralı ve post-op hastaların başta tuvalet ve diğer bakımlarının yapılmasında ciddi sorun var. Hastalar hastanede yalnız kalmaktadır” vurgusunda bulundu. 

Çocuk Psikiyatristi Sayısı Arttırılmalı

TPD raporun öneriler kısmında kurulacak çadır ya da konteyner kentler ile ilgili halkın bilgilendirilmemesi, sosyal yaşamın belirsizliği, destek sistemleri konusunda bilgi verilmemesinin insanlarda ek örselenmelere yol açtığı tespitine dikkat çekerek şunları belirtti: “Bölgede gönüllü gelen psikiyatristler olmakla birlikte doğrudan gönüllü gelen çocuk psikiyatristi oldukça azdır. Sağlık bakanlığı üzerinden gelen iki çocuk psikiyatrisi asistanı ise Dörtyol ilçesine yönlendirilmiştir. Bu alan organizasyonunun saha ihtiyacına göre ivedilikle yapılması gerekmektedir.”

TPD Raporunda, Adana İle İlgili Acil Öneriler Şöyle: 

  1. Adana insan gücü ve halen hizmet verebilir kapasitede olduğu, başta tam kapasite çalışabilecek Şehir Hastanesi, diğer hastaneleri ve sağlık merkezleri ile ve ilde örgütlü Tabip Odası ve diğer meslek örgütleri açısından bu bölge için stratejik bir üs olarak düşünülmesi gerekmektedir.
  2. Yaralı, bedensel zorluğu ya da ağır bedensel hastalığı olan hastaların üniversite ya da şehir hastanesi kapalı psikiyatri servisine, diğer hastaların ise Adana Ruh Sağlığı Hastanesi’ne sevk edilmesi gerekmektedir. Adana Ruh Sağlığı Hastanesi’nde fraktür, post-op ya da yetmezliği olan hastaların mümkün mertebe gönderilmemesi önerilir.
  3. Travma afet kayıt sistemi hızla devreye sokulmalıdır.
  4. Acilen bölgedeki hekimler ve görev yapacaklar için güvenli yer temini yapılmalıdır.
  5. Bölgede görev yapacak başta Sağlık Bakanlığı yöneticileri olmak üzere idari işlerde görev alanların tüm ekiplerine ziyaret yapmaları, ekiplerle yakınlık kurmaları, isim isim tanımaları ve iletişimde bulunmaları ve desteklemeleri sürdürülebilir ve sağlık ekiplerinin dayanıklılığı açısından son derece önemlidir. İdari konumdakilerin eğitim ve haftalık duygusal ve bilişsel iletişim zorluklarını gözetecek merkezi destek birimleri oluşturulmalıdır.
  6. Görev yapan personel deprem yaşamıştır. Bu personelin dinlendirilmesi, yaşamlarının tekrardan kurulmasının sağlanması için mümkün olan tüm kaynaklar seferber edilmelidir. Göreve çağrılmalarda tutanak tutulacağı gibi örseleyici ifadelerden kaçınılmalı, bu şekilde davranan sağlık yöneticileri ivedilikle bölgeden uzaklaştırılmalıdır.
  7. Bölge halen şiddetli deprem riski altındadır ve artçılar olmaktadır. Binaların girilebilir olması değil yeni bir şiddetli depreme dayanıklı olması gerekmektedir. İş yeri ve can güvenliği açısından üniversite ve TMMOB gibi uzman ve bağımsız kuruluşlarca yüksek teknoloji kullanılarak hastanelerin yapı güvenliği kontrol edilmeli ve bu durum ivedilikle ve şeffaf olarak personel ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
  8. Kısa bir süre sonra ruh sağlığı hizmet talebinde artış olacaktır. Bölge hastanelerinde ve sahada görev alınmasını cazip hale getirmek amacı ile mevcut uzman hekim atama kadrolarında zorunlu görev gün sayısı azaltılarak gönüllü talep oluşturulması ve yeni atamaların yapılması elzemdir. Bu bölge için zorunlu gün sayısının azaltılması mutlaka yapılmalıdır. Benzer öneri Van Depremi sonrasında da önerilmiş ancak gerçekleşmemiş, zorunlu hizmetle gelen hekimlerin işlevselliğini belirgin etkilemiştir. İlk kura döneminden itibaren Sağlık Bakanlığı’nca mecburi hizmet gün sayısı azaltılarak afet bölgesinin tercih haline getirilmesi yeni uzmanların hem sayıca hem de motivasyon açısından daha etkili görev yapmalarını sağlayacaktır.
  9. Bu sistemde en fazla zarar göreceklerden biri halen tedavisi süren kronik psikiyatrik hastalardır. TRSM kayıt sistemlerinden hastalara ya da yakınlarına ulaşılarak tedaviye erişimlerinin sağlanması acil bir gerekliliktir.
  10. Tüm TRSM hastalarının göç durumu, yakın kaybı, yaralanma, tedaviye ulaşım bilgilerinin edinilmesi afetin etkisini anlamak açısından da önemlidir. Bu konuda İskenderun TRSM önerimiz üzerine çalışma yapacaktır.
  11. Saha ihtiyaçlarına göre bölgede görevli meslektaşlarımızla özellikle hizmeti yönetecek devlet kurumlarının sık sık deneyim ve bu afetin büyüklüğüne özgü yapılacakların belirlenmesi için bilgi paylaşım ağları kurulması, yapılanmanın merkezden ziyade saha yönelimli düşünülmesi gerekmektedir. (BSHA-Bilim Ve Sağlık Haber Ajansı)

Kaynak: Bilim ve Sağlık Haber Ajansı

Bir Cevap Yazın